Ey Peygamber!
Eşlerinin rızalarını arayarak Allah’ın helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haramlaştırıyorsun?/ Ey Kur’an ile uyarı görevinde bulunanlar! Keyfinize göre haram ve helal ortaya koyamazsınız. Ve Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Allah, kefaretini ödeyerek yeminlerinizi çözmeyi kesinlikle size meşrû kılmıştır. Ve Allah, sizin mevlanız; yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınınızdır. Ve O, en iyi bilen, en iyi yasa koyandır.
Ey inananlar! Peygamberin evinde yaşanan şu olaya dikkat edin!
Bir de hani Peygamber, eşlerinden bazılarına bir sözü/ olayı sırlaştırmıştı. Sonra eşlerinden biri bunu haber yapınca ve Allah, Peygamber’e bunu açığa vurunca, Peygamber bir olayın kısmını belirlemiş, bir kısmından mesafelenmişti/ vazgeçmişti. Sonunda o eşe, bunu kendisi haber verince o eş: “Bunu sana kim haber verdi?” dedi. Peygamber, “Bana iyi bilen, iyi haber alan haber verdi” demişti.
-Ey Peygamber’in iki eşi/ Kur’an ile uyarı yapanlara tuzak kurmaya çalışanların ihanet eden eşleri! Hatalarınızdan Allah’a dönerseniz sizin için iyi olur. –Çünkü kesinlikle ikinizin kalbi kaydı.– Yok eğer Peygamber’e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, o’na mevladır; yardımcıdır, destekçidir, koruyucudur, yol göstericidir. Cibrîl/Kur’ân ve iman edenlerin sâlihleri de. Ve bunlardan sonra inecek âyetler de o’na arka çıkarlar._
Eğer onlar sizi boşarsa, Rabbinin, kendisine sizden daha hayırlı, müslime, mü’mine, sürekli saygı duyan, tevbe eden, oruç tutan/seyahat eden dul ve bakire eşler vermesi umulur.
(107/66, Tahrîm/1-5)
-651-
Ey iman etmiş kimseler!
Kendinizi ve yakınlarınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olacak bir Ateş’ten koruyun. Ateşin üzerinde, Allah’a karşı gelmeyen, kendilerine emredilenleri yapan çetin ve kaba görevli güçler vardır. Ey Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini örtmüş kimseler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz!
Ey iman etmiş kimseler!
Saf, katışıksız/ samimi bir hatadan dönüş ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz, Peygamber’i ve o’nunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı, ışıklarının önlerinde ve sağlarında koşacağı, “Rabbimiz! Işığımızı tamamla, bizi bağışla, çünkü Sen her şeye güç yetirensin” diyecekleri günde sizin kötülüklerinizi örter ve sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar.
(107/66, Tahrîm/6-8)
-652-
Ey Peygamber/ Kur’an ile uyarı yapanlar!
Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini örten kimseler ve münâfıklara karşı gayretli olun, onlara karşı sert davranın. Onların varacağı yer de cehennemdir. Ve o, ne kötü dönüş yeridir.
(107/66, Tahrîm/9)
-653-
Ey Kur’an ile uyarı görevinde bulunanlar!
Allah, Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini örten kimselere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kulun nikâhı altında idiler. Sonra onlara hainlik ettiler. İkisinin kocası da, peygamber olmalarına rağmen Allah’tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. Ve, “Girenlerle birlikte siz ikiniz de ateşe girin!” denildi.
Allah, inanan kimselere de Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana nezdinde cennetin içinde bir ev yap, beni Firavun’dan ve onun işinden kurtar. Ve beni şu şirk koşarak yanlış iş yapanlar toplumundan kurtar!” demişti.
Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmrân kızı Meryem’i de örnek verdi. İşte Biz onu vahyimizle az da olsa bilgilendirdik.O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayıp uyguladı ve sürekli saygıda duranlardan oldu.
(107/66, Tahrîm/10-12)