Elçiler toplumlarını uyarırken zor kullanmazlar. Allah, insanlara inanç ve amel özgürlüğü tanımıştır. Elçiler, sadece bilgi verirler. Dileyen bilgi, öğüt alır.
Hiçbir elçi, Allah’ın izni/ bilgisi olmaksızın bir alâmet/ gösterge getiremez. Artık Allah’ın emri gelince de hak ile gerçekleştirilir. Bâtılcılar, işte burada kayba, zarara uğrayıp acı çeker.
Elçi, insan üzerinde Vekil; canlı-cansız tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan biri değildir.
Kimseye zorla din kabul ettirilemez; bunca ayetten yüz dönen dönsün. Elçiler, onların üzerine bir bekçi olarak gönderilmemiştir. Onlara düşen sadece tebliğdir.
Allah, elçileri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak gönderir. Kafirler; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini örtmüş olan kişiler de hakkı, bâtılla iptal etmek/ortadan kaldırmak için mücâdele ederler. Ve onlar, Allah’ın âyetlerini ve korkutuldukları şeyleri alaya alırlar.
Elçiler üzerine, ancak açık-seçik bir tebliğden başka bir görev söz konusu değildir.
Elçiler, elçilik görevlerini bir karşılık almaksızın yaparlar. Tüm elçiler de aynısını yapmış, ücret talep etmemişlerdi. Elçinin insanlardan istediği ücret, o insanlar içindir; insanların Allah’a yaklaşmasıdır. Elçinin ecri ancak Allah’a aittir. Ve O, her şeye şâhittir.
Peygamberlere Müslümanların ilki olması için emir verildi.
Elçiler tebliğleri karşılığında kimseden ücret alamaz: Kur’an, sadece âlemlere bir öğüttür.
Elçiler, insanlar üzerine birer bekçi işleri belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan biri yapılmamıştır.(Elçilik misyonunu üstlenenler de herhangi bir ücret almadan görevlerini yapmalıdırlar.)
Elçiler, kesinlikle insanları dosdoğru bir yola çağırır. Âhirete inanmayan kimseler ise, bu yoldan kesinlikle sapıyorlar.
Elçiler de diğer insanlar gibi birer beşerdir.
Elçilere ilâhın ancak tek bir ilâh olduğu vahyolunmuştur. Onun için Rabbine kavuşmayı umanlar sâlih ameli işlemeli ve Rabbine kullukta, hiç kimseyi ortak etmemelidir.
Allah, tüm elçileri gerçek ile müjdeci ve uyarıcı olarak göndermiştir. Elçiler, cehenneme girecek kimselerden sorumlu tutulmazlar.
Allah, her elçiyi sadece, Allah’ın izniyle/ bilgisi ile itaat olunsun diye elçi yapmıştır.
Elçi tebliğin sonucunu, başarıya ulaşıldığını görse de görmese de ona düşen sadece tebliğ etmektir. Allah’a düşen de hesap görmektir.
Elçiler, insanlar için sadece apaçık/ açıklayan anlatan bir uyarıcıdır.
Allah, gönderilen elçileri, ancak müjdeciler ve uyarıcılar olmak üzere göndermiştir. Kim iman eder ve düzeltirse, artık onlara hiç korku yoktur. Onlar mahzun olmayacaklar da. Ama Allah’ın ayetlerini yalanlayanlara da, yapmakta oldukları hak yoldan çıkışlar yüzünden azap dokunacaktır.
Allah, elçisine: “Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Ve eğer bunu yapmazsan, o zaman O’nun verdiği elçilik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah da seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz Allah, Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini örtenler toplumuna kılavuzluk etmez.” diye görevini özetlemiştir. Kur’an’ı bilen müminler de şimdi aynı yükümlülük altındadır.
Elçiye düşen sadece tebliğdir.
Elçiler, sadece kendilerine vahyolunanı tatbik ederler, ekleme, çıkarma yapmazlar,yapamazlar. Kendilerinden haram, helal kuralı koyamazlar.